26 Ağustos 2011 Cuma

Artık biliyorum.

Giderken yanaklarımdan öpüp ''kendine iyi bak'' demiştin. Gittin. Öylece. Ben alışamadım hala abi. Sensizliğe. Özür dilerim, kendime iyi bakamadım. Bir yıl abi. Sensiz geçen koskoca bir yıl. Kimine göre kısa, kimine göre bitmeyecek kadar uzun. Sen orada mutlusun, biliyorum. Ve hep bizi izliyorsun. Seni özledim abi. Seni çok özledim. İyi uykular.

Peki neydi aşk?


Nefes nefese geldi adam. ”Aşkı buldum” dedi, ”Ne olur oturup dinle beni”
tebessüm etti kahin ve ”Anlat bakalım” dedi.
Sevinç içinde gülümsedi adam. Uzun bir yol ve büyük umutlarla gelmişti. ”O” dedi, ”Bu sefer ki o. Kalbim onunla atıyor ve onunla nefes alıyorum sanki”
Sessizdi kahin, sessiz ve düşünceliydi. Heyecanla devam etti adam.
Anlatıp içindekileri rahatlamak istiyordu.
”Bu kez umudum çok. Bu kez son ve bu kez gerçek” Gözlerinin içi parlıyordu sevinçten.
Kahin, ”Tamam” dedi ”Anlatma artık bu kadar yeter”
Derin bir nefesi takip etti uzayan sessizlik. Heyecan içinde bekledi Kahin’i. Kalbinde aşk ve umutla..
Kahin konuşmaya başladı.
”Dikkatli ol sadece ve bırakma kendini”
Sustu yeniden. Ve sonra gözlerinin içine bakıp adamın ”Aşk seni kör, umut ise akılsız kılar”
Oysa kalbi farklı söylüyordu ama o tahammül etmeye çalıştı ve dinledi.
Kahin’in sesi duyuldu yeniden, derin ve etkileyiciydi.
”Sakin kalmaya çalış ve çok çırpınma. Suyun üstünde ancak böyle kalırsın”
”Ve unutma, bu kez batarsan sonuna kadar dipte kalırsın”

''Hayır, sınırı göremedim ben''


Hayatıma herkesi aldım. Gelene hep ''meraba gel salona, otur'' dedim. Artık yer kalmadığında ''sıkışın koltuğa ama gitmeyin'' dedim. Benim için sıkıştılar madem memnun olsunlar, iyi vakit geçirsinler istedim. Çabaladım. Yoruldum. Ben ben olmaktan çıktım. O ''gül'' dedi diye ağlarken kahkaha attım. Bir diğeri ''ağla'' dedi diye doğum günümde ağladım. Maskara oldum. Sıkıştırdım diye intikam mı aldılar benden? ''onu sevme kötü'' dediler diye koltuktan indirip yere oturttum. ''hayır kov'' dediler, yerden kaldırıp kapıya götürdüm ”git” dedim. Evimden kovdum. 
Ben yoruldum. Ben tükendim. Bir koltuğu boşaltacağım şimdi. Oraya yatıp dinleneceğim. Su isteyen misafirime ''mutfak orada'' diyeceğim. İzninizle.

Evet biraz sessiz sanki bu gece.


Masasında, elinde kalemiyle, o çok özlediği ilham perisinin gelmesini bekleyen çocuk bile farketti bunu.
Ah hayır, ardı ardına çalan telefonlar bozamıyor sessizliğini gecenin. Bunu önündeki pastel boyalardan mavi renkte karar kılan küçük kız bile farketti. Belki de bir şeyler eksikti. Ya da ayrılışın sessizliğiydi bu. Evet bunu sokakta bir yerlere yetişme telaşıyla koşturan adam bile farketti.
Bir çocuk gülümsedi bugün, boyalarıyla duvarları mahveden bir kıza annesi kızdı sonra.
Bir kadın bir şeylerin ters gittiği hissiyle uyandı bu sabah. Önceki gece kabuslar gören o çocuk ise korkuyla fırladı yatağından.
Saat 00:55
Ve bir kız, ablasından ilk defa bu kadar uzun süre uzak kalacağı gerçeğini kavradı bu gece.
Bunu, hissettiklerine birer isim koyabilmek umuduyla gördüğü ilk yere bir şeyler karalayan o çocuk bile farketti.